parapsikoloji,kuantum,düsünme,bilim,islam,ilim,tasavvuf gibi konularda iceriklerin paylasıldıgı bir ortam..

test

Son Yazılar

Post Top Ad

Your Ad Spot

9 Ağustos 2015 Pazar

Düşünceniz Genlerinizi Nasıl Değiştirip Kaydediyor

Düşünceniz Genlerinizi Nasıl Değiştirip Kaydediyor

DNAZihni eğiterek ya da belirli bilinç yöntemlerini kullanarak sağlık üzerinde olumlu etkiye sahip olunabileceğine dair artan kanıtlar mevcut. Araştırmacılar, bu uygulamaların bedeni fiziksel olarak nasıl etkilediğini anlamaya çalışıyorlar. İspanya’da, Wisconsin’de ve Fransa’daki araştırmacılar, bir devre yoğun farkındalıkla yapılan uygulamalar neticesinde bedende belirli moleküler değişim olduğunun ilk kanıtlarını yeni bir çalışma ile açıkladılar.
Çalışmada, deneyimli bir meditasyon grubunun yaptığı bir günlük yoğun farkındalık uygulamasının etkisini, eğitimli olmayan kontrol grubunun meditasyon yapmadan sessizce oturdukları durumla karşılaştırılıp, incelendi.
8 saatlik farkındalıklı pratikten sonra, meditasyon yapanlarda, stresli bir durumdan hızlı bir şekilde fiziksel olarak iyileşme ile bağdaştırılan değişmiş gen-düzenleyen sistem ve azalmış seviyelerde pro-enflamatuarın da dahil olduğu moleküler farklılık gözlemlenmiştir.
Sağlıklı Zihin Araştırma Merkezi kurucusu ve Wisconsin-Madison Üniversitesi, William James Vilas’ın Psikoloji ve Psikiyatri Profesörü olan ve bu çalışmanın yazarı Richard J. Davidson şunları ifade ediyor: “Bu çalışma ve onun hakkındaki makale bilgimiz dahilinde olan çalışmalar içinde farkındalıklı meditasyon yapan deneklerin gen ifadelerinin ani değişimlerini gösteren ilk çalışmadır.”
İspanya’da moleküler analizlerin sürdürüldüğü Biyomedikal Araştırma Enstitüsü’nde araştırmacı olan ve bu makalenin de ilk yazarlarından Perla Kaliman: “İşin ilginci; anti-enflamatuar ve analjezik-ağrı kesici ilaçların şuanki hedefleri olan genlerde bu değişimin gözlenmiş olması.”
Bu çalışma, Psikonöroendokrinoloji Dergisinde yayınlanmıştır.
Farkındalığa dayalı eğitimler enflamatuar bozukları üzerinde yararlı etkiler gösterdiği daha önceki klinik çalışmalarda mevcuttur ve önleyici müdahele olarak bu eğitimler, Amerikan Kalp Birliği tarafından onaylanmaktadır. Yeni sonuçlar, iyileştirici etkiler için olası bir biyolojik mekanizma sunmaktadır.

Algıya Göre Gen Aktivitesi Değişebilir

Dr. Bruce Lipton’a göre, gen aktivitesi günlük bazda değişebilir. Zihninizdeki algı beden kimyanıza yansırsa ve  sinir sisteminiz de bunu okur ve çevreyi yorumlarsa ve daha sonra da kanın kimyasını kontrol ederse, o zaman siz gerçekten de düşüncelerinizi değiştirerek, hücrelerinizin kaderini de değişitirebilirsiniz.
Aslında, Dr. Lipton’un araştırması, algınızı değiştirdiğinizde, zihninizin genlerinizin aktivitesini değiştirebildiğini ve her bir genden 30.000 üzerinde değişik sonuç yaratabildiğinizi göstermekte. Kendisi, gen programlarının hücre çekirdeğinde olduğunu ve kan kimyanızı değiştirerek, bu genetik programları yeniden yazabileceğinizi söyleyerek, bu konuda daha çok detay vermekte.
En yalın şekli ile, bu şu demektir: eğer kanseri tedavi etmek istiyorsak, düşünce şeklimizi değiştirmemiz gerekli!
Dr. Lipton: “ Zihnin fonksiyonu, inançlarımız ve deneyimlediğimiz gerçeklik arasında bir uyum yaratmaktır. Bu şu anlama gelmekte; zihniniz, beden biyolojinizi ve davranışınızı inancınıza uyumlamak için ayarlama yapmakta.
Size 6 ay içinde öleceğiniz söylense, zihniniz buna inanırsa, büyük ihtimalle siz 6 ay içinde ölürsünüz. Buna “nosebo etkisi” denir. Bu, negatif düşüncenin sonucu ve pozitif düşünce ile şifalanmanın olduğu “plasebo etkisi”nin de tersidir.”
Bu dinamik 3-partili bir sisteme işaret etmekte: birinci taraf, ölmek istemediğini söyleyen sizsiniz.(farkındalıklı zihin), ikinci parti sizin doktorun söylediğine inandığınız tarafınız (doktorun öngörüsüne bilinçaltının müdahelesi) ve üçüncü kısım da baskın inanca bedenin uyması için kimyasal reaksiyona giren kısmınız.(nörobilim, yaşamımızın %95’inin bilinçaltının kontrolünde olduğunu ortaya koymakta)
Şimdi, şu ölmek istemeyen kısmınıza-farkındalıklı zihin- baktığımızda, beden kimyasını o da etkilemiyor mu, dersiniz? Dr. Lipton, en derin inançlarımızın içerdiği bilinçaltının, programlanmış şekline göre devreye girdiğini söylüyor. Kararın ne olduğunu işleme koyan, neticede bu inançlar.
Dr. Lipton: “Bu karmaşık bir durum. İnsanlar kurban olduklarına ve hiç bir kontrollerinin olmadığına dair inanmaya programlılar. Bizler başlangıçta anne ve babamızın inançları ile programlanırız. Dolayısıyla, örneğin;hasta olduğumuzda, ailelerimiz tarafından doktora gitmemiz söylenir. Çünkü, doktor bizim sağlığımz konusundaki otoritedir. Tüm çocukluğumuz boyunca, doktorların sağlığımız üzerindeki otoriteler olduklarına ve bizim kontrol becerimizin ötesinde fiziki güçlerin kurbanları olduğumuza dair mesajlar alırız. İşin komiği, çoğunlukla insanlar daha doktora giderken yolda iyileşmeye başlarlar.Bu, içsel becerimiz olan kendinimizi şifalandırmanın devreye girmesinden dolayıdır.

Farkındalıklı Uygulamalar Özellikle Düzenleyici Metabolik Yolları Etkilemekte

Davidson’un çalışması enflamasyon-iltihabı kapsayan genlerin bir aşağı-regülasyonunu göstermekte. Etkilenmiş genler, RIPK2 ve COX2 adlı pro-enflamatıar genlerle birlikte bir çeşit kimyasal etiketi epigenetik olarak kaldırarak, diğer gen aktivitelerini regüle eden pek çok histon (amino asit üreten protein) deaselitaz genleri (HDAC) de içermektedir.
Daha da fazlası, aşağı-regüle olmuş bu genlerden bazıları, seyirci ve video kameranın önünde mental hesaplamalar içeren işler ve provasız, hazırlıksız konuşmaların da içerdiği bir sosyal stres testine karşı daha hızlı kortizol iyileşmesi gösterdiği bir durumla bağdaştırılmaktadır.
Biyologlar yıllarca hücresel seviyede bazı çeşit epigenetik kalıtımın oluşmasından şüphelendiler.  Bedenimizdeki farklı çeşitlilikteki hücreler buna bir örnek teşkil etmekte. Hepsi aynı DNA’ya sahip olmasına rağmen, deri hücreleri ve beyin hücreleri farklı form ve fonksiyonlara sahip. O zaman, bölündüklerinde deri hücresinin deri kalması için DNA’dan başka mekanizmaların da olması lazım.
Araştırmacılar, araştırmanın başında iki grup arasında test edilmiş genlerde şaşırtıcı bir şekilde bir fark olmadığını dile getiriyorlar. Gözlemlenen etki sadece meditasyon yapanların farkındalık egzersizi yapmalarından sonra görülmüştür. Buna ek olarak, diğer pek çok DNA-modifiye eden genler, gruplar arasında hiç farklılık göstermemiştir ki, bu da farkındalık egzersizinin özellikle belirli düzenleyici yolları etkilediğini ortaya koymaktadır.
Ana sonuç; meditasyon yapanların farkındalık uygulamalarından sonra genetik değişim deneyimledikleri ve bunun meditasyon yapmayan ancak diğer aktiviteleri sessizce yapan grupta görülmediğidir.(Bu sonuç, farkındalık uygulamalarının genomda epigenetik değişimlere yol açabileceğine dair ortaya konan prensibe kanıt oluşturmaktadır.)
Fareler ve insanlar üzerinde yapılan daha önceki çalışmalarda, stres, diyet, ya da egzersiz gibi fiziksel uyarıcılara karşı sadece bir kaç saat içinde dinamik epigenetik tepkiler verdikleri ortaya konmuştur.
Davidson: “ İfadelerinde genlerimiz oldukça dinamik ve bu sonuçlar, zihnimizin dingin ve sakinliğinin aslında gen ifadelerimiz üzerinde potansiyel etkiye sahip olabileceğini göstermekte.”
Kaliman: “HDAC’lerin ve enflamatuar yolların düzenlemesi, farkındalığa dayalı müdahelenin iyileştirici potansiyelinin altında yatan bazı mekanizmaları temsil edebilmektedir. Bizim tespitlerimiz, kronik enflamatuar-iltihabi durumların tedavisi için meditasyon stratejilerini incelemede gelecekte yapılacak çalışmalara bir temel teşkil etmektedir.”

Bilinçaltı İnançları Kilit Noktası

Pek çok olumlu düşünür bilir ki;  olumlu düşünmek ve saatlerce olumlama yapmak, kitapların söz verdiği üzere her zaman da iyi hissedicek sonuçlar doğurmaz.
Dr. Lipton bu noktayı tartışmadı.Çünkü, olumlu düşünceler bilinçli zihinden gelirken, olumuz düşünceler de genellikle daha güçlü bir şekilde bilinçaltı zihin tarafından programlanırlar.
Dr. Lipton: “Ana problem, insanların bilinçli inançlarının ve davranışlarının farkında olmaları ve bilinçaltı inanç ve dvarnışlarında farkında olmamaları. Hattâ pek çok insan bilinçaltlarının devrede olduğunu kabul bile etmiyorlar. Halbuki, bilinçaltı zihin bilinçli zihinden milyon kere daha güçlü ve yaşamlarımızın %95-99’unda bu bilinçaltı  programlar işliyor.
Bilinçaltı inançlarınız ya sizin yararınıza ya da size karşı çalışmaktadır, ancak gerçek şu ki; siz hayatınızı kontrol etmiyorsunuz. Çünkü, bilinçaltı zihniniz tüm bilinçli kontrolünü iptal edip, hükümsüz kılıyor. Dolayısıyla, siz, bilinçli zihin seviyesinde şifalanmaya çalışırken, belki de bunu sabote eden, görünmez bir bilinçaltı programı gizliden gizliye çalışıyor olabilir.”
Bilinçaltının gücü, insanların çoklu kişilik gösterdikleri durumlarda zarif bir şekilde kendini açığa çıkarmaktadır.
Bir zihniyetteki kişilik, ağır bir şekilde çileğe alerjik olurken, başka bir zihniyetteki kişilik de herhangi bir şey olmadan çilek yiyebilir.
Yeni bilim Epigenetik, bu gezegendeki her insanının gerçekten de kim olmayı seçebileceğini ve hayal bile edilemeyen güce sahip olduğunu ve bedenlerimizi, kültürümüzü şifalandırma ve barış ve huzur içinde yaşamak gibi en yüksek olasılıkları yaşayabilme yetisine ve imkânına sahip olabileceğini vaad ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfalar

Post Top Ad

Your Ad Spot

Sayfalar